Kalıp olarak aldıkları sabunları birçok aşamadan geçiren kadınlar bir hayli zor ve meşakkatli aşamadan sonra çeşitli figürler ortaya çıkarıyorlar. Sabun kursu özellikle ev hanımlarına meslek öğrettiği gibi aile bütçelerine de katkı sağlıyor. Kursa gelen ev hanımları, evlerinde boş durmaktansa kursa gelip zevkli ama bir o kadarda meşakkatli olan bu sanatı icra ediyorlar. Sabun Kursu hakkında bilgiler veren kurs hocası Berna Yetişkin, sabun meyvelerinin tarihçesinin 1600’lü yıllara dayandığını ifade ederek, 1700’lü yıllarda ise Osmanlıda icra edildiğini belirtti. Yetişkin, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Sabun sanatı Osmanlıda misk amber ve gül esansının karışımı ile yapılan sabun hamurunun meyve ile şekillendirilmesi ve boyanması ile imal edilen bu eserler padişahlar ve sultanların değerli eşyaları arasına girmiştir. Bu eşyalar ise önemli kişilere hediye edilirmiş. O zamanlarda bu sanat halkın önemli geçim kaynağı olarak da bilinir. Bizde açtığımız bu kursta unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı unutulmaması amacıyla sürdürmeye devam ediyoruz” dedi.
Türkiye’nin hemen hemen her yerinde sabundan meyveler yapıldığını ifade eden Yetişkin, bu bölgede sadece Bitlis’te sabundan değişik figürlerde çiçekler yaptıklarını sözlerine eklerken konuşmasına şöyle devam etti. “Yaptığımız bu eserler bulunduğu ortamı güzelleştirirken aynı zamanda da güzel kokular gelmesine verile oluyor. Kursumuza gelen ev hanımları ise hem hobi amaçlı hemde aile bütçelerine katkıda bulunuyorlar. Sabun meyveleri Türkiye’nin her yerinde bulunabilir ama sabun çiçekler bu bölgede sadece Bitlis’te yapılıyor. Gerek şehir içinden gerekse şehir dışından oldukça fazla siparişlerimiz oluyor. Hem satış amaçlı hemde hobi amaçlı büyük ilgi görüyoruz” şeklinde konuştu.
Kursta 20 kursiyerin bulunduğunu belirten Berna Yetişkin, “Senede iki defa, birincisi Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde diğeri ise özel olmak üzere sergilerimiz oluyor. Kursiyerlerimizin yapmış oldukları ürünleri sergileme fırsatı buluyoruz. Bu nedenle yaptığımız sanatı ve kendimizi de bu yolla daha iyi şekilde ifade etmiş oluyoruz. Sabunun birçok aşamadan geçerek, gerek rendelenmesi, gerek merdane ile ezilmesi ve gerekse kalıplanmasından sonra işleme hazır oluyor” ifadelerini kullandı.
Kursiyerlerden ev hanımı Aysun Keçe, kursa üç yıl önce hobi amaçlı gittiğini ifade ederek, “Ben memur eşiyim. Bu kursa hobi amaçlı geldim ama çok zevk alarak yapıyorum. Evde boş boş oturmaktansa hem zamanımı değerlendirmek istedim hemde meslek öğrenmiş oluyorum. Aynı zamanda batıya gittiğim zaman aldığım sertifika sayesinde bende bunun eğitmenliğini düşünüyorum” dedi.
Bir diğer kursiyerden Havva Kaya ise eşinin tayininin Bitlis’e çıktığı zamanda ön yargılarla Bitlis geldiklerini belirterek, “Eşimin iş sebebiyle iki yıldır Bitlis’teyim bir yıldır da bu kursa geliyorum. Bitlis’te çok olanak olmadığından sabun kursuna başladım iyi ki de başlamışım. Hem el sanatı olmasından hemde kendimi geliştirmem açısında bu kursa gelmem çok iyi oldu. Eşimin işi sebebiyle burada olduğumuz için Bitlis’e bir önyargı ile gelmiştik ama tabiîki ön yargılarımız gitti hele hele kurstaki arkadaşlarımızı da tanıdıktan sonra tamamıyla kayboldu. Bu kurs sayesinde Bitlis halkının ne kadar iyi olduğunu ve sıcakkanlı olduklarını da gördük. Bitlisli arkadaşlarımız da sağ olsunlar bizlere çok destek oldular” dedi.
Önce spor salonuna kaydolan ve kendini sabun kursunun içinde bulduğunu söyleyen Nuran Bozkurt ise, kendine uğraşacak bir meşgale bulamadığı için sabun kursuna geldiğini ifade etti. Bozkurt, “Evde sıkılmayayım ve uğraş olsun diye sabun kursuna geliyorum. Hem hocamdan hem arkadaşlarımda hemde Bitlis halkında da memnunum. Onlarla tanıştım güzel dillerini ve Kürtçe konuşmalarını merak ediyordum. Dolayısıyla değişik arkadaşlarla tanıştım ayrıca bu kurs sayesinde ve buranın örfünü adedini ve yemeklerini öğrenmiş oldum” diye konuştu.
Vahit Olcay