Macera ve tehlikelerle dolu, büyülü Amazon mu, yoksa başkenti küçük bir ülkeden daha büyük Çin mi? Seyahat aşkı cesaret ister…
Macera ve tehlikelerle dolu, büyülü Amazon mu, yoksa başkenti küçük bir ülkeden daha büyük Çin mi? Seyahat aşkı cesaret ister…
Uzak yerler görmekten korkuyor musunuz? İyi yerel rehberler ve biraz cesaretle dünyanızı epey büyütebilirsiniz. Hiç yağmur ormanı gördünüz mü? Yahut tanıdığınız bir Çinli var mı? Yoksa, dünyanızı büyütmelisiniz… İşte Amazon’dan Çin’e Food,Travel Dergisi’nden özetle, uzak bir seyahat için alternatifler…
Amazon’da rehber şart. Bu koca nehri teknesiz görmek de imkânsız. Bölgede 500’ü aşkın memeli, 175 kertenkele ve ananasgillerden 2700 çeşit bitki var. Dünyadaki kuşların üçte birine ve 30 milyon böcek çeşidine ev sahipliği yapıyor… Birinin tüm bunları size açıklaması lazım. Yolculuğunuz, cangılın ortasında Amazon’un en büyük kenti olan Manaus’ta başlıyor. İki katlı tekne akıntı yönünde, muazzam kapok ağaçlarının çevrelediği, nilüferlerle kaplı ve siyah piranaların yaşadığı Caraipe Gölü’ne doğru ilerleyecek. Orada, yüzen yeşilliklerde saklanmış timsahları görmek için kano gezintisine çıkacaksınız.
Rio Negro nehrinde miskin kaplumbağalar, iri denizayısı, elektrikli yılanbalığı ve “pirarucu” isimli kocaman, hava soluyan balıkları görebileceğiniz Anavilhanas takımadasından geçeceksiniz. Burada medeniyetten iyice uzaklaşmış olacaksınız. Geceyi, renkli ve neşeli yeni dünya papağanlarının yağmur ormanlarında öttüğü nehir Apuau’nun ağzında geçireceksiniz. Nehir buradan sonra cangılın kalbinin derinine doğru, vahşi bölge Terra do Jaguar’a ulaşana kadar giderek daralıyor ve ıssızlaşıyor.
Kanoyla tropikal orman boyunca giderken rehberiniz size, minicik kurbağalar, semenderler ve salyangozların yaşadığı mavi, mor, kırmızı ve turuncu bitki çeşitlerini gösterecek.
Cangılın gölgeleriyle ıssız köşelerine baktığınızdaysa uluyan maymunları, bal ayılarını ve gri deniz kartallarını görebilirsiniz. İki gününüzü ahşap kanolarla bölgeyi keşfederek ve Kızılderili kabileleri tarafından ezilmiş ve fermante edilmiş avize ağacından yapılan güçlü cangıl içeceğini yudumlayarak geçireceksiniz. Gece ise kıyıda barbekü Amazon balığının tadına bakacaksınız. Amazon Tours Brazil dileyenleri bölgede küçük gruplar halinde gezdiriyor. Talep ederseniz kişiye özel turlar da programlıyor.
Pekin’den Xı’an Ve Şanghay’a Çin
Pekin’de başlayan yolculukta 1417’de inşa edilen ve Ming Hanedanlığı sırasında kraliyet ailesinin sarayı olan Yasak Kent’i, Tiananmen Meydanı’nı ve Mao’nun mumyalanmış bedenini içeren mozoleyi göreceksiniz. Ayrıca Wangfujing gece pazarını ziyaret edeceksiniz. Sonra çekçekle, yaşlıların satranç oynadığı, seyyar satıcıların uzun şişlere geçirilmiş şekerle kaplı yaban elması sattığı siheyuan’lar (eskiden çoğu Pekinli’nin yaşadığı, bir avlu çevresindeki odalar bileşimi) arasından geçeceksiniz.
Tiantán (cennet tapınağı) bir başka sürpriz: Her sabah kadınlar ve erkekler dans etmek, koroda şarkı söylemek, enstrüman çalmak ve tai chi yapmak için buraya geliyor.
Ünlü Çin Seddi ise 7200 kilometre boyunca görkemli bir biçimde yılan gibi kıvrılıyor. Siz bu 7200 kilometrenin sessiz bir ucuna, Pekin’in 2 saat kuzeyindeki Mutianyu’ya gidebilir ve Çin Seddi’nin eskimiş taşları boyunca yürüyebilirsiniz. Yine de turist ordusu tarafından ezilmemeye dikkat edin! Daha sonra Pekin’den yataklı trene binecek ve bir zamanlar İpek Yolu’nun sonu, 10’uncu yüzyılın başlarına kadar politikacılar, şairler, imparatorlar ve cariyelerin evi olan Xi’an’a doğru yola çıkacaksınız… Huashenggao (yerfıstıklı kek) ve shibing (kurutulmuş hurma) gibi lezzetler bulabileceğiniz Müslüman bölgesinin sokaklarını muhakkak keşfedin. Sonra doğuya, eski hükümdar Qin Shi Huang’ın mezarını koruyan binlerce askerin gerçek boyutlu heykellerini, yani ünlü Terracotta Ordusu’nu görmeye gidin. Bu nefes kesici figürleri 1974’te yerli bir köylü keşfetmiş.
Son olarak uzay çağı binalarının Huangpu Nehri’nin iki yakasını ışıldattığı, Bund bölgesiyle ünlü Şanghay’a uçacaksınız. Rehberinizden, sizi Kent Planlaması Müzesi’ne götürmesini de isteyin. Bu hareketli kentin bir yılda nasıl büyüdüğünü gözler önüne seren sergiler gerçekten etkileyici.
Yazı: Jane Labous