Uyku apnesi bulunan kişiler üç kat daha fazla ölümlü trafik kazasına yol açıyor
Dünya Uyku Günü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, ”Uyku apneli birisinin normale göre 3 kat daha fazla ölümlü trafik kazasına yol açtığını biliyoruz. Aynısı iş kazalarında söz konusu” dedi.
16 Mart Dünya Uyku Günü nedeni ile İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Uyku Bozuklukları Merkezi, Nöroloji ve Uyku Bozuklukları Uzmanı Prof. Dr. Derya Karadeniz ve Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Uyku Bozuklukları Kliniği, Göğüs Hastalıkları ve Uyku Bozuklukları Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu sosyal yaşamdan, iş yaşamına günlük hayatı olumsuz yönde etkileyen ve dikkat edilmesi gereken uyku apnesi ve gündüz aşırı uykululuk probleminin beraberinde getirdiği kişisel ve toplumsal riskler hakkında bilgi verdi.
Uyku apnesinin, gündüz ciddi uykululuğa yol açtığı için trafik kazlarını arttırdığını vurgulayan Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, ”Uyku apneli birisinin normale göre 3 kat daha fazla ölümlü trafik kazasına yol açtığını biliyoruz. Emniyet istatistiğine baktığımız zaman da 100 trafik kazasından 70’ini dikkatsizlik ve uykusuzluk başlığı altında oluştuğunu görüyoruz. Aynısı iş kazaları içinde söz konusu. Dikkat gerektiren işlerde uğraşan insanlar; nükleer santraller, havalimanında kontrol yapan insanlarda uyku problemi olursa ciddi sorun olabiliyor. Çok ölümlü kazlara yol açabildiği gibi bir bireyinde elini, parmağını ve yaşamın kaybetmesine yol açabiliyor” dedi.
”Tanısı konulup tedavisi mümkün bir hastalık”
Uyku apnesinin tanı ve tedavisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Çuhadaroğlu, ”Uyku apnesi sendromunda önce semptomları bilmek lazım. Horlama, uykuda nefes durması, sabah yorgun uyanma, gündüz uykululuk, baş ve boyun terlemesi, sık sık uyanıp gece tuvalete gitmek uyku apnenin habercileri. Bunlar varsa uyku sertifikası olan uzman gitmek gerek. O, bunları değerlendirip uyku testi yapıyor. Gece laboratuvarda ve evde de yapılan modelleri var. Çıkan sonuçla tanı alınıyor. Uyku uzmanı tedaviyi basınçlı maskelerle yapabiliyor. Bazı vakalarda kulak, burun ve boğazın desteğine ihtiyaç oluyor, bazı vakalarda plastik cerrahlarının desteğine ihtiyaç oluyor. Bazı vakalarda diş hekimlerine ihtiyaç olabiliyor. Tanısı konulup tedavisi mümkün bir hastalık” ifadelerini kullandı.
Demir eksikliği ve diğer minerallerin eksikliği uykuya etkisini değerlendiren Prof. Dr. Çuhadaroğlu , ”Demir eksikliği, huzursuz bacak sendromu dediğimiz uykuda hareket bozukluğuna yol açıyor. Demir yerine konulduğunda düzelen bir durum. Çeşitli minerallerin eksikliği kramplara neden oluyor. Ama bunların eksik olduğunu görüp yerine koymak lazım”şeklinde konuştu.
”Bir insanın normal uyku süresini uyumasına rağmen gündüz uykusu geliyorsa burada uyku ile ilgili hastalıklara gidiyoruz”
Gündüz uykululuğun normal bir şey olmadığını dile getiren Prof. Dr. Derya Karadeniz, ”Bir insanın normal uyku süresini uyumasına rağmen gündüz uykusu geliyorsa burada uyku ile ilgili hastalıklara gidiyoruz. Gündüz uykululuğa en çok neden olan hastalık uyku apne sendromu dediğimiz; gece uykuda horlama, belki eşin fark ettiği nefeste durmalarla giden, gündüz uyuklama ile seyreden çok önemli bir hastalık. Bu hastalık kişiye uyuduğu sürece zarar veren, özellikle kalp ve beyne zarar veren, başta hipertansiyon ve kalp hastalarının ortaya çıkmasına yol açan, inme gibi birçok beyin hastalığına zemin hazırlayan çok önemli bir hastalık. Topluma maliyeti açısında baktığımız zaman; eğer direksiyon başında uyukluyorsa, aktif ya da pasif uykusu geliyorsa o zaman arka planda uyku ile alakalı bazı hastalıklara bakmak lazım” dedi.
”Gündüz uykululuk tedavi edilebilir durumdur”
Uyku apne dışında uykululuk da olur diyen Prof. Dr. Karadeniz, ”Gündüz uyuklama ile giden uyku hastalıkları var. Normal gece uykusuna rağmen bir kişi gün içinde kendini uykulu hissediyorsa, uyukluyorsa, horlama ve uykuda solunum bozukluğu düşünmüyorsak o zaman gündüz uykuluk hastalığına yöneliyoruz. Gündüz uykululuk tedavi edilebilir durumdur. Yeter ki bunun neden kaynaklandığını tespit edelim. Uyku apne sendromuysa uyku tedavi edebiliyoruz. Bu rağmen arta kalan uykululuk varsa bu hastada yüzde 5 olabilir. Bunu ilaçlarla ortadan kaldırıyoruz. Diğer uykuluk nedenlerini de hastalıkları tespit edip tedavileriyle ortadan kaldırabiliyoruz” açıklamasında bulundu.
”Uyku apnesi, kalp hastalığı riskini 4-5 kat arttırır”
Uyku hastalıklarının diğer hastalıklara yol açabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karadeniz, ”Gündüz uykululuğunun nedeni uyku apne ise bu hipertansiyona yol açar. Kalp hastalığı riskini 4-5 kat arttırır. İnme riskini 2 kat arttırır. Kendi açısında da önemli bir sağlık problemdir. Hastalar, uyku tıbbı uzmanına gitmeli. Çünkü uyku hastalıklarıyla uğraşan ve uyku hastalıklarını tedavi eden hekimler, uyku tıbbı eğitimi almış hekimlerdir. Ancak bu hekimler hastanın tenkitini yapar, tanısını koyar ve tedaviye başlar. Uyku hastalıklarının hepsi tedavi edilebilir hastalıklardır” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Karadeniz sözlerini şöyle sonlandırdı: ”Kişi ne zaman uykusunun bozuk olduğunu düşünebilir diye bakarsak; uykuya dalmakta zorluk çekiyorsa, sık uyanıyorsa, gece uykuda terliyorsa, gece tuvalete kalkıyorsa, sabah yorgun uyanıyorsa, sabah kafada ağırlık hissi yaşıyorsa, sabah reflü problemi yaşıyorsa, gündüz uykusu geliyorsa, nedensiz şişmanlıyorsa, dikkat, hafıza ve konsantrasyonda aksama başladıysa, cinsel fonksiyonlarda aksama başlamışsa bunların hepsi uyku hastalıklarına delalet eder”.
Adem Gürer – İsmail Coşkun