Hayvana şiddet uygulamanın altında birçok psikolojik rahatsızlık bulunabileceğine dikkat çeken uzmanlar, şiddete yatkın kişilerin merhamet duygusundan yoksun, öfkesini kontrol edemeyen bireyler olduğunun altını çiziyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ecem Erkin, hayvanlara şiddet eyleminde bulunan kişilerde birçok psikolojik rahatsızlığın görülebildiğini söyledi.
Hayvana şiddet ve insana şiddet uygulamanın farklı konularmış gibi ele alınmasının söz konusu olmadığını belirten Uzman Klinik Psikolog Ecem Erkin, “Şiddet uygulama eylemlerinde bulunan kişilerde birçok psikolojik rahatsızlık görülebilir. Şiddete yatkın kişiler genellikle merhamet duygusundan yoksun, öfkesini kontrol edemeyen bireylerdir. Empati duyguları yoktur, karşısındaki canlının acı çektiğinin farkına varamazlar. Herhangi bir canlıya şiddet uygulayıp, bunun üzerine hiçbir suçluluk duymayan kişilerin anti-sosyal kişilik özellikleri taşıdığı söylenebilir” dedi.
Şiddet model alınıyor
Şiddet uygulayan kişilerin genellikle geçmişte kendilerinin de şiddete maruz kaldıklarını belirten Ecem Erkin, şiddetin öğrenebilen bir kavram olduğunu belirterek şunları söyledi: “Böylelikle kontrol edilemeyen öfkelerini ancak başka bir canlıya zarar vererek dizginleyebileceklerini öğrenmeleri de kendilerini şiddet uygulamaya meyilli hale getiren unsurlardandır. Bazen kendisi şiddet görmese bile, bir insanın şiddete tanık olması da bu davranışı model alarak öğrenmesine sebep olabilir. Örneğin, evde anneye şiddet gösteren bir babanın varlığı, evdeki çocuğun bu davranışı model olarak almasını ve okulda arkadaşlarına uygulamasına sebep olabilir.”
DİKKAT! ÖFKE BAĞIMLILIK YAPIYOR!
Hayvana şiddet uygulayan insana da zarar verebilir
Hayvanlara şiddet uygulayan kişilerin ileride insana zarar verebilecek potansiyele sahip olduklarını da ifade eden Uzman Klinik Psikolog Ecem Erkin, “Geçmişte birçok örneği vardır. Birçok katil, cinayetlerinden önceki zamanlarda hayvanlara şiddet uygulamış hatta öldürmüştür. 13 kadının katili “Boston canavarı” Albert de Salvo öncesinde kedi ve köpekleri aynı kafese aç koyarak birbirlerini öldürmelerini seyredermiş. 50 kişini katili “Düsseldorf Vampiri” Peter Kurten ise birçok köpeğe ve koyuna tecavüz ettiğini ve öldürdüğünü daha sonralarda itiraf etti. Bunlar sadece belli başlı örnekler, fakat listeyi uzatmak mümkün” diye konuştu.
Can değil mal yaklaşımı değişmeli
Ülkemizde hayvana yönelik şiddetin nedenlerinden birinin yasaların yetersizliği olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Ecem Erkin, “Yasaların yetersizliği bu sorunun temellerinden birisidir. Hayvanlara karşı işlenen suçların cezası artırılmalıdır. Geçtiğimiz günlerde başka bir örneğini de yaşadığımız; katledilen 2 köpek sonrası “can” değil “mal” olarak değerlendirilmeleri, bu konuda yasalarımızın ne denli yetersiz olduğunu göstermektedir” diye konuştu.